İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | take in f. | anlamak | ||
It took a long time to take in what she was saying. Onun ne söylediğini anlamak uzun bir zaman aldı. More Sentences |
||||
Genel | take in f. | içeri almak | ||
I'll take in the washing before it rains. Yağmur yağmadan çamaşırları içeri alacağım. More Sentences |
||||
Genel | take in f. | almak | ||
Secondly, the term "document" should be taken in a broad sense. İkinci olarak, "belge" terimi geniş anlamda ele alınmalıdır. More Sentences |
||||
Genel | take in f. | kapsamak | ||
We are approaching the closing moment in a lengthy process of enlarging our union to take in many more Member States. Birliğimizi çok daha fazla Üye Devleti kapsayacak şekilde genişletmeye yönelik uzun bir sürecin sonuna yaklaşıyoruz. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | take in f. | görmek | ||
We therefore note that a step has been taken in the right direction. Dolayısıyla doğru yönde bir adım atıldığını görüyoruz. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | take in f. | gezmek | ||
On the way to Bonn, we took in the Cologne Cathedral. Bonn'a giderken Köln Katedrali'ni gezdik. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | take in i. | hayal kırıklığı | ||
Genel | take in f. | dolandırmak | ||
Genel | take in f. | tongaya bastırmak | ||
Genel | take in f. | geçirmek | ||
Genel | take in f. | küçültmek | ||
Genel | take in f. | kandırmak | ||
Genel | take in f. | çevrelemek | ||
Genel | take in f. | içermek | ||
Genel | take in f. | içine almak | ||
Genel | take in f. | eve iş götürmek | ||
Genel | take in f. | kiracı almak | ||
Genel | take in f. | abone olmak | ||
Genel | take in f. | aldatmak | ||
Genel | take in f. | sızdırmak | ||
Genel | take in f. | kavramak | ||
Genel | take in f. | kabul etmek | ||
Genel | take in f. | cebe atmak | ||
Genel | take in f. | eve iş almak | ||
Genel | take in f. | (giysi) daraltmak | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | take in f. | kodese tıkmak | ||
Öbek Fiiller | take in f. | nezarete tıkmak | ||
Öbek Fiiller | take in f. | incelemek | ||
Öbek Fiiller | take in f. | süzmek | ||
Öbek Fiiller | take in f. | ziyaret etmek | ||
Öbek Fiiller | take in f. | himayesine/gözetimi altına almak | ||
Öbek Fiiller | take in f. | evine almak | ||
Öbek Fiiller | take in f. | sahiplenmek | ||
Öbek Fiiller | take in f. | kar etmek | ||
Öbek Fiiller | take in f. | kazanmak | ||
Öbek Fiiller | take in f. | kazanç/kar olarak içeri sokmak | ||
Öbek Fiiller | take in f. | içine çekmek | ||
Öbek Fiiller | take in f. | solumak | ||
Öbek Fiiller | take in f. | misafir olarak almak | ||
Öbek Fiiller | take in f. | misafir etmek | ||
Öbek Fiiller | take in f. | derinlemesine seyretmek | ||
Öbek Fiiller | take in f. | doya doya seyretmek | ||
Öbek Fiiller | take in f. | ev işi üstlenmek | ||
Öbek Fiiller | take in f. | hasılat yapmak | ||
Öbek Fiiller | take in f. | kazanç/gelir sağlamak | ||
Öbek Fiiller | take in f. | para girdisi sağlamak | ||
Öbek Fiiller | take in f. | içeri sızdırmak | ||
Öbek Fiiller | take in f. | içeri kabul etmek | ||
Öbek Fiiller | take in f. | tamire götürmek/sokmak | ||
Öbek Fiiller | take in f. | karakola götürmek | ||
Öbek Fiiller | take in f. | evden yapılacak iş almak | ||
Öbek Fiiller | take in f. | boyundan almak | ||
Öbek Fiiller | take in f. | yanlarından almak | ||
Technical | ||||
Teknik | take in f. | giysi daraltmak | ||
Teknik | take in f. | içeri almak içeri bırakmak | ||
Textile | ||||
Tekstil | take in f. | daraltmak (giysi) |